Tatvan’da belediye başkanının biri polis iki silahlı korumasının saldırısına uğrayan gazeteci Sinan Aygül’ün soruşturmasında iddianame hazırlandı. Azmet şüphesiyle ifadesi alınan belediye başkanı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıkarılırken, iki saldırgan hakkında “kasten yaralama” suçundan ceza isteniyor. Davanın ilk duruşması yarın Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Bitlis Tatvan’da Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin iki silahlı korumasının saldırısı sonucu ağır yaralanan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Lideri Sinan Aygül’e yönelik saldırıyla ilgili Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Tatvan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk Örnek.
İddianamede, saldırganlar polis memuru Engin Kaplan ve gardiyan Yücel Baysalı hakkında “silahla kasten yaralama”, “silahla tehdit” ve “hakaret” suçlarından ceza istenilirken, Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani de yer aldı. Soruşturmada azmettirici sıfatıyla, ifadesinin alınmasının ardından ek kararla takipsizlik kararı verildi.
GAZETECİ AYGÜL: “BU O KADAR BASİT DEĞİL”
Konuyla ilgili açıklama yapan baskın mağduru gazeteci Sinan Aygül, iddianamenin bekledikleri biçimde olmadığını, davanın açılma şekli ve istenen cezaların işlenen suç ve hakaretle orantısız olduğunu belirtti. kamuoyunda yarattı ve şöyle dedi:
“Bu iş o kadar da kolay değil. Yaptığı haberden, yani yerine getirdiği kamusal görevden dolayı, önceden planlanmış ve öldürmeye yönelik olduğu anlaşılan bir gazeteciye silahla ve yöntemle saldırmak maalesef suçtur. Soruşturma sürecine olumlu baktığımız taraflar Ancak iddianameye yönelik bir takım eleştirilerimiz var.Olay birçok açıdan eksik ele alındı.Bana göre davanın ‘teşebbüs’ olarak açılması gerekirdi. “Nitelikli kasten adam öldürme suçu” ve Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerekirdi.Bu haliyle olay küçültülmüş, kolay hale getirilmiş, kamu vicdanını zedeleyecek bir yere gidecek diye düşünüyorum.
“HALKIN AYDINLANMA HAKKINA BİR SALDIRI”
Bu kişisel bir sorun değil. Yerleşik uygulamalarla karşılaştırıldığında tartışmasız bir kamusal görev olarak değerlendirilen gazeteciliğe yönelik bir saldırıdır. Kamunun aydınlanma hakkına ve anayasal güvence altına alınan bilgi alma ve yayma hakkına yönelik bir saldırıdır. Bu yönüyle sıradan bir davadan çok kamuoyunu ilgilendiren bir davadır. Dolayısıyla davaya yaklaşımın ve sonucun kamuoyunu tatmin edecek düzeyde olması gerekiyor.”
AVUKAT ORAK: “GELİŞMELER KISMEN YÖNTEME UYGUN AMA BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMADI”
Gazeteci Aygül’ün avukatı Av. Diyar Orak hukuki süreci şöyle anlattı:
“Sonuç her şeyden önce kamu vicdanını rahatlatmalı. Soruşturmanın gidişatı ve gidişatı belki kısmen üslupla örtüşüyor ama beklentilerimizi karşılamıyor. Davanın zarara yol açmadan açılması ve davanın açılması Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi kanaatimizce yetersiz olduğundan öncelikle mahkemeden görevsizlik ve görevsizlik kararı vermesini ve davanın Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesini talep ediyoruz.” Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep edeceğiz. Ancak kovuşturma aşamasında çapraz sorgumuz, tartışılacak delillerimiz ve daha fazla soruşturma talebimiz olacak. Mesela azmettirdiğimiz belediye başkanı hakkında yürütülen soruşturma kapsamında sadece ifadesi alınarak kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Talebe rağmen belediye başkanının bağlantısı bile belirlendi. “Baskıda kullanılan aracı sağlayan belediye çalışanı hakkında da aynı şekilde yüzeysel bir soruşturma ile takipsizlik kararı verildi. Şüphelendiğimiz belediye başkanı hakkında verilen takipsizlik kararına itiraz edeceğiz. azmettirici ve suça açıkça katılan belediye çalışanıdır.”
Davanın ilk duruşması 14 Eylül Perşembe günü (yarın) saat 15.00’te görülecek. Saldırganlar halen Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor.
